ADLİ OTOPSİ
Dr. Filiz Gültekin Tırtır*
Av. Mustafa Tırtır**
Av. Mustafa Tırtır**
d) Trafik Kazalarından sonra yapılan otopsi :
Bilindiği üzere Türkiye’de trafik kazaları nedeniyle yüzlerce kişi ölmekte, kazaya sebebiyet veren kişiler hakkında davalar açılmaktadır.
Trafik kazaları neticesinde ceset üzerinde yapılacak olan dış muayene büyük önem taşımaktadır. Ölen kişinin görünümü dikkatlice incelenmeli bütün yaralar kaydedilmelidir. Yaralar, ölçülerek muayene tutanağına yazılmalıdır.
Deride veya yara içinde bulunan boya parçaları, cam kırıkları veya metal gibi yabancı maddeler dikkatle çıkartılmalı, tahlil için saklanmalıdır. Adli tıp laboratuarları, ceset üzerindeki boya parçaları ile farlar veya ön camdan kimyasal ya da mikroskobik inceleme yapmalıdır. Otopside veya iç yaralanmalar ya da yara eskplorasyonu için yapılan cerrahi girişimler sırasında bulunabilecek buna benzer maddeler saklanmalıdır.
Karayollarındaki trafik yaralılarının hepsinden kan alınmalıdır; çünkü yayalar, sıklıkla içkiliyken kazaya neden olmuş olabilirler.
Bu otopsilerde dikkat edilmesi gereken ve mahkemeler tarafından sorulan soruları şu şekilde belirtmek istemekteyiz :
Kişinin varolan hastalığı nedeniyle kazaya neden olup olmadığı, kişinin varolan hastalığının ölümü kolaylaştırıcı rol oynayıp oynamadığı , kaza neticesinde ölümün başka bir etkenin de birleşmesi nedeniyle vuku bulup bulmadığı, kaza sonrası yaralının ihmal edildiğinin ya da özensiz taşınmasının ölümde rolü olup olmadığı, yaralının tedavi kurumuna geç taşınmasının ölümün gerçekleşmesinde rolü olup olmadığı, tedavi kurumunun gecikmiş tıbbi girişim ya da yetersiz tıbbi girişimler nedeniyle ölümde sorumluluğu olup olmadığı, kişinin başka nedenlerle ölerek, cesedinin trafik kazasının gerçekleştiği yerde bulunduğu, kişinin çeşitli kimyasalların etkisinde olup olmadığı, (alkol, uyutucu, uyuşturucu madde gibi), trafik kazası sonucu kişinin künt travmaya ilaveten boğucu, öldürücü gazları solumuş olması, olay sırasında ortaya çıkan yangının ölümde önemli rol oynadığı iddiası, kişinin kimliğinin bilinmemesi ve saptanmasının zor olduğu koşulda bir cesedin bulunması v.b. sorunlardır. Eldeki yetersiz veriler nedeniyle bu sorular spekülatif ve çoğu da sağlıksız yorumlarla çözülmeye çalışılmaktadır.
İş kazalarında otopsi kadar olay yeri keşfi ve ölü muayenesinin de önemli olduğunu belirtmek gerekmektedir. Bu nedenle aşağıdaki hususların tespiti önem taşımaktadır.
Yaralı kişi ya da ölen kaza anında ne konumdadır, kazanın gerçekleştiği aracın türü nedir, (bisiklet, iş makinesİ) ölüm nerede gerçekleşmiştir ? (olay anında; araç içinde, araç dışında, sağlık kurumuna taşınırken, sağlık kurumuna ulaştığı sırada, sağlık kurumunda tıbbi tedavi alırken, sağlık kurumundan taburcu edildikten sonra), ölenin ya da yaralının bilinen bir hastalığı var mıdır ? Ölen ya da yaralı, daha önce başka bir travmaya uğramış mıdır ? , gerçekleşen kazanın iş kazası niteliği var mıdır ? Bu hususlar tespit edildikten sonra yapılacak otopsi ile maddi gerçeğe ulaşılacaktır .
2) OTOPSİ İNCELEMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
a) Otopsi raporu ile ilgili hususlar :
Şu hususu önemle belirtmek gerekir ki, tanzim edilen tüm otopsi raporlarının duruşmada okunması zorunluluktur. Otopsi raporları okunacak ve sanığa otopsi raporu ile ilgili diyecekleri sorulacaktır. Nitekim Yargıtay’ımız bu hususun eksikliği bozma nedeni olarak kabul etmiştir .
Yine tanzim edilen otopsi raporunda zabıt katibi, doktor ve cumhuriyet savcısının imzasının bulunması da bir zorunluluktur. Bu zorunluluğa rağmen imza eksiğinin bulunması Yargıtay tarafından bir bozma nedeni olarak sayılmıştır .
Aşağıda ayrıntıları ile açıklayacağımız üzere otopsi raporunda, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi gerekmektedir. Ölüm nedeninin tespit edilememesi halinde ceza hukukunun en temel ilkelerinden olan şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince, şüpheli durumun sanık lehine değerlendirilmesi gerekecektir .
Ayrıca mahkemeler, görülmekte olan davalarda maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını teminen bazı soruların cevabını bulmaya çalışmaktadır. Ölüm sebebini meydana getiren etkiden sonra, ölen kişinin hareket edip edemeyeceği, yürüyüp yürüyemeyeceği, konuşup konuşamayacağı, ifade verip veremeyeceği raporlarda açıkça belirtilmelidir .
Otopsi raporlarında organların iyi incelenmesi gerektiğini belirtmiştik. Lezyonların iyi tarif edilmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından önem taşımaktadır. Baş açıldı, patolojik bulgu görülmedi, göğüs açıldı patolojik bulgu görülmedi, batın açıldı patolojik bulgu görülmedi gibi hiçbir lezyonun tarif edilmediği bir otopsi raporunun ölüm nedeni ile ilgili bilgi veremeyeceği belirtilmiştir .
b) ÖLÜNÜN MUAYENESİ :
Ölünün muayenesine başlanmadan önce ölen kişide daha önce mevcut bir hastalığın mevcut olup olmadığı yakınlarından alınan anamnez ile tespit edilmelidir. Cesette varolan cam, toz, kir, boya gibi yabancı maddeler temizlenmemeli, bu maddeler özenle muhafaza edilmelidir. Ölen kişinin elbiseleri çıkarılırken yabancı maddelere rastlanması halinde, otopsi raporuna yazılmalı, deliller poşet içerisine konulmalıdır. Elbiseler gevşek olarak katlanmalı ve aralarına kağıt konarak paketlenmeli, ıslak elbiseler kurutulmalıdır. Ayrıca kan lekelerinin dağılımı bozulmamalı, bu hususlar rapora aynen yazılmalıdır. Ceset, mümkün olduğunca yavaşça tetkik edilmeli, kaba hareketlerle tetkikini yapılması halinde yanmamış barut tanelerinin kaybolacağı hususu unutulmalarıdır.
Vücuttan bazı örnekler alınacağı zaman kaş, kirpik, bıyık, tırnak gibi, bu örnekler dış muayeneye başlanmadan alınmalıdır. Tırnaklar kazınarak değil, kesilerek ; kıllar ise koparılarak alınmalıdır .