İddianamenin İadesi
Av. Mustafa Tırtır**
İddianame ’nin iadesi müessesi, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu’nun 174. maddesinde yer almaktadır. 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda yer almayan bu düzenlemenin amacı, 5353 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un gerekçesinde yer almıştır.
Buna göre duruşmaların tek celsede, zorunluluk bulunduğu takdirde birbirini izleyen oturumlarda, mümkün olduğu takdirde bir günde bitirilmesi ve savcılık makamı tarafından soruşturmanın tüm yönleri ile doğru ve eksiksiz tamamlanarak mahkemeye gönderilmesi amaçlanmıştır.
İddianame’nin iadesi, Öztürk – Erdem tarafından, Alman Ceza Muhakemesi Hukuku’nda da kabul edildiği üzere “ Ara Muhakeme Evresi ” olarak adlandırılmıştır. Öztürk ve Erdem’e göre, bu evre, soruşturma ile kovuşturma evresi arasında kaldığı için bu adı almıştır. Ara Muhakeme evresi, iddianamenin mahkemeye verilmesi ile başlar, iddianamenin iadesi ya da kabulü kararı ile sona erer . Kunter – Yenisey – Nuhoğlu, soruşturma ile kovuşturma evresi arasında kalan bu evreye kısa soruşturma evresi adını vermiştir. Bu çalışmamızda önce iddianamenin unsurları, sonra da iddianamenin iadesi müessesesi ele alınacak, buna ilişkin bazı hususlar ortaya konmaya çalışılacaktır.
I) İDDIANAMENIN UNSURLARI:
5271 sayılı CMK’nın 170. maddesine baktığımızda, soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda “yeterli şüphe” oluşturuyorsa cumhuriyet savcısının iddianame düzenleyeceği, 3. fıkrada iddianamenin neleri içereceği hususu yer almıştır. CMK’nın 170/3. maddesine göre tanzim edilen bir İddianame’de; Şüphelinin kimliği, Müdafii, Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği, Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi, açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği, şikâyette bulunan kişinin kimliği, şikâyetin yapıldığı tarih, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, suçun delilleri, şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri yer almalıdır.
170. madeninin 4. fıkrasında “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” hükmü; 5. fıkrada “iddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, “lehine olan hususlar da ileri sürülür” hükmü yer almaktadır.
II) İDDIANAMENIN IADESI :
CMK’nın 170.maddesine istinaden düzenlenen iddianame, görevli ve yetkili mahkemeye gönderilir. İddianamenin iadesine veya kabulüne karar verme yetkisi, iddianameninin gönderildiği mahkemeye aittir. Mahkeme, kendisine gönderilen evrakı ve iddianameyi inceledikten sonra, iddianamenin iadesine veya kabulüne karar verecektir. Bu incelemenin CMK’nın 174/1. maddesi gereğince 15 günlük süre içerisinde yapılması gerekmektedir. Bu süre içinde herhangi bir karar verilmemesi CMK’nın 170/3. maddesine göre iddianamenin kabulü anlamına gelmektedir.
A) İddianame’nin iadesi nedenleri :
İddianamenin iadesi ile ilgili CMK’nın 174. maddesinde 3 sebep yer almaktadır. Bu sebepler;
a) İddianamenin, 170. maddeye aykırı olarak düzenlenmesi,
b) İddianamenin suçun sübutuna etki edecek mutlak sayılan delil toplanmadan düzenlenmesi,
c) İddianamenin, ön ödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenmesi, şeklinde sayılmıştır.
Bu maddeye istinaden, madde gerekçeleri, uygulamada verilen iade kararları ve Yargıtay kararları dikkate alınarak, iade müessesi ilgili şu hususları belirtebilmek mümkündür.
1) Mahkeme, öncelikle dava dosyasını ve iddianame’yi CMK’nın 170. maddesinde sayılan hususlar yönünden incelemeli, dava açılması için yeterli delil bulunsa bile, 170. maddede yer alan ve şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde iddianameyi iade etmelidir.
Mahkeme, iade sebeplerini işin esasına girmeden irdelemelidir. Maddi olgular konusunu tartışmadan, sadece sevk maddesini ve dosyaya yansıdığı kadarı ile açıkça görülen eksikliklerle yetinmelidir.