Denetimlik Serbestlik

Bilindiği üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun , 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir -- Devamı ..

Adli Otopsi

Terminoloji’de otopsi, oto ve opsis kelimelerinden oluşan yunanca bir kelimedir. Oto kelimesi, kendi kendine veya kendi kendini anlama anlamına gelmekte, opsis ise görmek müşahade etmek, tanımak anlamındadır. -- Devamı ..

İddianamenin İadesi

İddianame ’nin iadesi müessesi, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu’nun 174. maddesinde yer almaktadır. 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda yer almayan bu düzenlemenin amacı, 5353 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un gerekçesinde yer almıştır.-- Devamı ..

ADLİ OTOPSİ
Dr. Filiz Gültekin Tırtır*
Av. Mustafa Tırtır**

Ası olaylarında boyunda ip izi varsa, yeri, karakteri, dik veya paralel şekilde konumlanmış oluşu, adedi önem arzetmektedir. Yeni doğmuş çocuklarda tırnak yaraları, özellikle ense ve saçlı derinin içinden dikkatle tetkik edilmelidir . Ceset, belli bir süre ipe asılı beklemiş ise, ölü morlukları ellerde ve ayaklarda belirginleşmiştir. Penis ve testislerde şişme olabilir. Ası olaylarında meni ve dışkı tespit edilebilir, ancak asıya bağlı bir bulgu edilmesi mümkün değildir. Cesedin el, sırt, dirsek, diz, topuk gibi bölgelerinde etrafa çarpmaya bağlı sıyrık ve küçük ekimozlar olabilir. Eski veya yeni intihar girişimi izleri olabilir. Yüz soluk, dil dişler arasından dışarı çıkmış ve parşömenleşmiş olabilir. Telem genellikle çene ile larinks arasındadır. Ası vasıtasının boyunda dolanış adedine göre telem oluşur. Telemin genişliği ve derinliği, ası vasıtasına ve asılı kalma süresine bağlıdır.
Elle boğma hadiselerinde dış muayenede, saldırganın tek elini, her iki elini ya da kolunu kullanmasına göre boyun cildinde değişik travmatik bulgular saptanır. Bunlar yüzeyel ya da derince sıyrıklar ve ekimozlardır. Bazı vakalarda tipik tırnak sıyrıkları da görmek mümkün olabilir. Saptanan lezyonlar boynun çeşitli bölgelerinde, düzensiz şekillerde olabilir. Ancak bazı olgularda belirtilen bulgular gözlenmeyebilir. Boyun bölgesindeki kalın havlu ya da kazaklar bazı kişilerde cilt bulgularının meydana gelmesine engel olabilir.
Suda boğulmanın, mantar köpüğü hariç tanısal dış bulgusu yoktur. Bazı belirtiler vardır ki, bu belirtiler kişinin suda boğulduğunun değil, belli bir süre su altında kaldığının göstergesidir. Kişinin cildi ıslak ve soğuksa, cildi masere olmuşsa ve ellerde ve/veya ayaklarda "çamaşırcı kadın" eli ve ayağı görünümü varsa, ciltte erektör pili kaslarının kasılması ile oluşmuş kaz derisi görünümü varsa, ölü morlukları normalden daha açık renkte ve daha yaygınsa penis, skrotum ve meme başlarında retraksiyon görülebiliyorsa, su canlılarına veya ortamdaki taş, sopa, kaya veya dal gibi şeylere sürtünme izleri varsa, ceset su yüzüne çıkmış ise baş, kol ve ayakların aşağı sarkmasından dolayı hipostazın buralarda yoğunlaştığı ve baştan başlayan bir çürüme mevcutsa, ağız ve burun etrafında beyaz renkte bazen hafif kanla bulaşık bir köpük görülebiliyorsa, kişi, belli bir süre su altında kalmıştır .
C) İÇ MUAYENE :
CMK’nın 87/2. maddesine göre, iç muayene, olanak bulunduğu takdirde, üç boşluk açılarak gerçekleştirilir. İç muayenede, dış yara ile iç yaranın uygunluğu ölçülmeli, yaraların uzunluğu, kemik dokulara hasar verip vermediği ve ne tip bir aletle yapıldığı belirtilmelidir. Bir yaraya iki ayrı aletle tesir edilip edilmediği hususu dikkate alınarak, böyle bir hadisenin varlığı belirtilmelidir. İç muayenede bütün hususlar açıkça belirtilmelidir. Ölüme neden olan olayların tarifi bilhassa yapılmalı, daha önce geçirilen ameliyat yaralarının varlığı belirtilmelidir . İç muayene genellikle başın açılması ile başlar, ancak hava embosili gibi hadiselerde göğüsün açılması ile de başlayabilir .
Bazen enseden giren mermi çekirdeği, trakeadan geçerek bronşta kalabilir, ağızdan giren bir mermi çekirdeği yutulabilir, bağırsağın içine giren bir mermi çekirdeği peristaltik hareketlerle uzağa taşınabilir, dışkı ile dışarı da atılabilir. Omurga kanalına giren mermi çekirdeği, girdiği noktadan yön değiştirerek aşağı veya yukarı doğru seyirle giriş noktasından uzaklaşabilir. Bir mermi çekirdeği kaburga veya kafatasına çarparak yön değiştirebilir ve cilt altından seyrederek boşluklara girmeyebilir. Bu tür durumlarda mermi çekirdeği girdiği noktadan itibaren takip edilmeli ve vücutta bırakılmamalıdır.
Kesici, delici alet yaraları, ciltten gittiği noktaya kadar katettiği dokular çıplak gözle takip edilmelidir. Zira bu dokular şüpheli aletin bu yarayı meydana getirip getiremeyeceği konusunda fikir verecektir.
Kemik kırıklarındaki kemik iliği harabiyeti, fazla miktardaki yağ dokusu harabiyeti, sıvı yağ damlacıklarının dolaşıma karışmasına yol açabilir. Buna yağ embolisi denir. Geniş yanık vak’alarında da yağ embolisine rastlanır . Elle boğma olaylarında eğer ölüm çok ani meydana gelmemişse, iç bulgular oldukça zengindir. Boyun cildi kaldırıldığında cilt altı yumuşak dokularda, kaslarda ekimoz ve hematom saptanabilir. Ayrıca dil kökünde retrofarengeal yumuşak dokularda ekimoz ve hematomlar gözlenebilir. Hyoid kemikte kırığa sıklıkla rastlanabilir, ancak bütün elle boğma hadiselerinde görülmeyebilir. Hyoid kemikte kırık olan olgularda, kırık çevresindeki yumuşak dokularda da ince tabaka tarzında ekimozlar izlenebilir .
3) Sonuç :
Otopsi, genel itibari ile ölüm sebebinin anlaşılması amacıyla yapılmaktadır. İlk bakışta, sağlıklı olduğu zannedilen bir insanın ciddi rahatsızlığının olduğu üç boşluk açılarak tespit edilebilir. Hafif bir öksürük, ağır bir pnömoninin, basit gibi görünen bir karın ağrısı bir iç organ delinmesinin tek bulgusu olabilir. Hasta yakınları tarafından, çok basit gibi görünen bu bulgular, tedavi ile ilgili ağır ihmal olarak algılanabilir. Otopsi, kişi üzerindeki illiyet bağını ortadan kaldıracak tek ve en önemli muhakeme işlemidir.
Tüm kurallara uyularak yapılan bir otopsi, kastı olmayan bir kişinin kurtulmasını sağlarken, bazı hususların gözden kaçırılması ya da başka sebeplerle ölüm olayının gerçekleştiğinin tespit edilememesi yine hiçbir kusuru olmayan kişilerin yıllarca cezaevlerinde kalmalarına sebep olacaktır. Yapılan otopsi sonucunda sanık hakkında YTCK’nın 81. madde ile 85. maddenin ve 86. madde ile 89. maddelerden hangisinin uygulanacağı tespit edilecektir. Daha önemlisi sanığın otopsi raporu ile suçsuz olduğu anlaşılacak ve hakkında beraat kararı verilebilecektir.
Ayrıca Adli Tıp uzmanı doktorlar tarafından yapılması gereken otopsi, adli tıp uzmanı hekimlerin yok denecek kadar az olması sebebiyle bilhassa taşrada, pratisyen hekimler tarafından da yapılabilmektedir. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla böylesine önemli bir muhakeme işleminin adli tıp uzmanı hekimler tarafından yapılmasını sağlamak amacıyla, uzman hekim sayısının arttırılmasının zorunluluk olduğunu belirtmek gerekmektedir.
Birinci sayfa için tıklayınız