ADLİ OTOPSİ
Dr. Filiz Gültekin Tırtır*
Av. Mustafa Tırtır**
Av. Mustafa Tırtır**
Terminoloji’de otopsi, oto ve opsis kelimelerinden oluşan yunanca bir kelimedir. Oto kelimesi, kendi kendine veya kendi kendini anlama anlamına gelmekte, opsis ise görmek müşahade etmek, tanımak anlamındadır .
Otopsi yapma düşüncesinin çok eski çağlarda insanlarda varolduğu, ancak kültürel ve dini sebeplerle otopsi yapılamadığı belirtilmektedir. Dini tesirlere rağmen ilk otopsinin İtalya’da 1306 ve 1316 yılında hastalıktan ölen iki insan üzerinde yapıldığı, ilk klasik otopsi prosedürünün Giovanni Bathista Morgagni tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. Ülkemizde ise, ilk ilmi otopsi, Sultan Abdülmecit zamanında Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane hocalarından Bernard tarafından 1841 tarihinde yapılmıştır .
Otopsiyi ölüm sebebini tespit amacıyla bir cesedin baş, göğüs ve karnının açılması ve organlarının incelenmesi olarak tarif edilebiliriz. Bu anlamda iki tür otopsi yapılmaktadır. Bunlardan birincisi adli olaylarda yapılması zorunlu olan ve rıza aranmadan yapılan adli otopsi, diğeri ise çeşitli sebeplerle yapılan, ancak zorunlu olmayan ve izin üzerine yapılan özel otopsidir.
Tıbbi otopsi olarak da adlandırılan özel otopsi, kişilerin hastalıklarını teşhis etmek ve kişilere tatbik edilen tedavilerin sonuçlarını ortaya koymak için yapılan bir işlem olmasının yanında, tıp fakültesi öğrencilerine otopsi yapma tekniğini öğretmek, bilinmeyen bir sebeple ölen ve bulaşıcı hastalık nedeniyle ölen kişilerin hastalık sebebini anlamak maksadıyla yapılan otopsinin adıdır . Özel otopsinin yapılması için klinik şefinin talebi ile başhekimin kararı gereklidir.
Adli Otopsi ise, adliyeye intikal eden ve adli yönü bulunan olaylar nedeniyle yapılır. Kısaca ifade etmek gerekirse Adli Otopsinin temel amacı, ölüm nedeninin saptanmasıdır.
İnceleme konumuz olan Adli Otopsi, 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu’nun 87., 88., 89. maddelerinde yer almaktadır. Bu maddeler dikkate alınarak, Adli Otopsi’nin nasıl yapıldığı kısaca izah edilmeye çalışılacaktır.
1) 5271 sayılı CMK’da yer alan Otopsi :
a) Genel olarak otopsi ve ölünün muayenesi :
5271 sayılı CMK’nın 86. maddesinde, ölü muayenesinin nasıl yapılacağı hususu düzenlenmiştir. Buna göre ölünün muayenesi Cumhuriyet Savcısının huzurunda ve bir hekim görevlendirilerek yapılacaktır. Ölü muayenesinden veya otopsiden önce, ölünün kimliği özellikle kendisini tanıyanlara gösterilerek belirlenir. Şüpheli veya sanık tespit edilebildiği takdirde, ölüyü teşhis etmesi amacıyla ona da gösterilebilir. Ölünün adli muayenesinde, tüm tıbbi belirtiler, bilhassa ölüm zamanı ile ölüm nedeni tespit edilmeye çalışılır.
Mülga 1412 sayılı CMUK’da, ölü muayenesinin bir hekim vasıtası ile yapılacağı hükmü yer almakta idi. 5271 sayılı CMK’ya göre ise, adli muayenede, hekimin yanında Cumhuriyet savcısının da hazır bulunacağı belirtilmiştir.
Otopsi’nin nasıl yapılacağı, CMK’nın 87. maddesinde düzenlenmiştir. 87. maddenin 1. fıkrasına göre otopsi, Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adli tıp, diğeri patoloji uzmanı veya bir adli tıp uzmanı ve diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılacaktır.
Madde metninde, zorunluluğun bulunduğu hallerde, otopsi işleminin yalnızca bir hekim tarafından da yapılabileceği belirtilmiş ve bu zorunluluğun nedeninin otopsi raporunda açıkça belirtilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak otopsi gibi uzmanlık isteyen bir işlemin pratisyen hekim tarafından yapılmasının doğru olmadığı ifade edilmiştir .