Denetimlik Serbestlik

Bilindiği üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun , 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir -- Devamı ..

Adli Otopsi

Terminoloji’de otopsi, oto ve opsis kelimelerinden oluşan yunanca bir kelimedir. Oto kelimesi, kendi kendine veya kendi kendini anlama anlamına gelmekte, opsis ise görmek müşahade etmek, tanımak anlamındadır. -- Devamı ..

İddianamenin İadesi

İddianame ’nin iadesi müessesi, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu’nun 174. maddesinde yer almaktadır. 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda yer almayan bu düzenlemenin amacı, 5353 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un gerekçesinde yer almıştır.-- Devamı ..

DENETİMLİ SERBESTLİK
Av. Mustafa Tırtır

i) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
ii) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
iii) On sekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine, şeklinde sıralanmıştır.
YTCK’da belirlenen yükümlülüklerin daha çok hükümlünün meslek ve sanat sahibi olması ile ilgili olduğunu belirtmek gerekmektedir. Hükümlüyü belli bir meslek sahibi yaparak onun sosyalleşmesi ve topluma kazandırılması amaçlanmaktadır. Bu tedbirler, denetimli serbestlik merkezi ve koruma kurulları tarafından uygulanacaktır . Denetim süresinde belirlenen yükümlülüklerin her suçlunun özelliğine göre belirlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Hükümlünün iş bulmasını sağlayacak olan kurumun ABD’de, iş yoğunluğu sebebiyle uygulanamaz bir hal aldığı belirtilmektedir . Almanya’da 1965 yılında 25.000 hükümlüye karşılık 518 gözetim memuru olduğu, 2000’li yıllarda Almanya’da bir gözetim memuru başına 84 kişinin düştüğü belirtilmiştir .
Denetimli Serbestlik ile ilgili belirlenen yükümlülükler ülkeden ülkeye değişmektedir. Hükümlü gerektiğinde denetimli serbestlik görevlisi ile iletişim halinde olmak, herhangi bir adres değişikliğini haber vermek, istendiği takdirde yaşam biçimi hakkında gerekli bilgileri vermek gibi şartlara tabi olabilir. Bununla birlikte, genellikle, ikamet edilen yere, mesleki faaliyete, eğitime ya da alkol tedavisine devam etmeye, mağdurun zararını gidermeye ilişkin şartlar uygulanmaktadır .
4) Uzman kişinin görevi,denetim süresindeki hükümlünün durumu:
Denetim süresi belirlendikten sonra hakim, bu süre içinde hükümlünün topluma uyumunun ve sorumluluk bilincinin sağlanması amacıyla bir rehber tayin eder. YTCK’nın 51/5. maddesinde denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek kişinin bir uzman olması gerektiği belirtilmişti. Ancak madde metninde yer aldığı üzere bir uzman görevlendirilmeden de bu sürenin geçirilmesine karar verilebilir.
Maddenin 5. fıkrasına göre uzman kişi, hükümlünün, topluma uyum sağlaması, kötü alışkanlıklardan kurtulması ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesi için ona öğüt verir. Uzman kişi eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya çalıştığı kişilerle istişarelerde bulunur. Ayrıca hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hakime verir.
Burada şu hususu önemle belirtmek gerekir ki, uzman kişi, hükümlüyü kötü alışkanlıklardan kurtarmak ve topluma uyumunu sağlamak amacıyla yalnızca öğüt vermekle kalmamalıdır. Verilecek raporlarda, hem hükümlünün topluma uyumdaki aşaması beyan edilmeli, hem de hükümlüye faydalı olamadığı takdirde, uzman kişi başka bir uzman görevlendirilmesini mahkemeden istemelidir. Aksi takdirde, hükümlü için belirlenen denetim süresi, topluma uyum sağlanmadan ve kötü alışkanlıklardan kurtulamadan geçirilmiş olacaktır. Denetimli serbestlik uygulamasında görülen artış nedeniyle, Almanya’da, Fahri Gözetim Memurlarının bu kurum içerisinde yer alarak suçlunun uslanmasına yarar sağladığı belirtilmiştir .
5) Yükümlülüklere uymamanın müeyyidesi :
Denetim süresinde hakim tarafından belirlenen yükümlülüklere uyulması ve bu sürenin iyi hâlli olarak geçirilmesi halinde, verilen ceza infaz edilmiş sayılacaktır.
Ancak hükümlü, denetim süresi içinde ;
i) Kasıtlı bir suç işlerse ,
ii) Kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar ederse, erteleme kararının geri alınmasına karar verilir.
Erteleme kararı geri alındığı takdirde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. Burada dikkat edilmesi gereken ilk hususa göre; ikinci kez işlenen suçun kasten işlenen suçlardan olması gerekmekte, taksirle işlenen suçtan dolayı ertelemenin geri alınması sözkonusu olmamaktadır. İkinci hususa göre, ikinci suçun denetim süresinde işlenmesi gerekmektedir. Denetim süresi içinde işlenmeyen, ancak denetim süresi içinde mahkumiyet kararı verilen bir suçtan dolayı erteleme kararı geri alınmayacaktır .
Şunu da açıkça ifade etmek gerekir ki, madde metnindeki “kasıtlı bir suç işlerse” ibaresinin “kasıtlı bir suçtan dolayı mahkum olursa” şeklinde anlaşılması gerektiği düşüncesini taşımaktayız. Ancak bazı yazarlarca kasıtlı bir suçun işlenmesi gerektiği savunulmuştur .
Erteleme kararının geri alınması için, hakimin uyarısının bulunması bir zorunluluktur. Hakim, önce hükümlüyü belirlenen yükümlülüklere uymadığını belirterek uyaracak, bu uyarıya rağmen uymadığı anlaşıldığı takdirde, erteleme kararı geri alınacaktır.
Beşinci sayfa için tıklayınız